top
+
Home Medicana Healthpoint (Page 2)

Yazar: Medicana Healthpoint

Sapphire “Safir” FUE Saç Ekimi Nedir?
21Haz

Sapphire “Safir” FUE Saç Ekimi Nedir?

Sapphire “Safir” FUE saç ekimi, insanların saç bölgesinde seyrekleşme yahut da kelleşme gibi sorunların giderilmesi maksadıyla kullanılan bir yöntemdir. Aynı zamanda bu saç ekimi estetik cerrahi yöntemlerinden bir tanesidir. Safir saç ekim metodunda, verici bölgede bulunan greftler, fue motorlarının kullanımıyla teker teker toplanmaktadır. Toplanan grafikler ise, saç ekilecek bölgeye, safir uçlu bıçaklar vasıtasıyla ve açılan mikro kanallar içinden teker teker yerleştirilmektedir.

Yapılan bu uygulama sayesinde insanda bulunan hem kelleşme hem de seyrekleşme sorunları giderilmektedir. Ayrıca estetik açıdan da, istediği görünüme kavuşma imkanı bulmaktadır. Safir Fue Saç ekim yöntemi, tek seans üzerinden gerçekleştirilebilmektedir. Aynı zamanda kalıcı sonuç veren bir işlemdir. Bu tekniğin yönetim mekanizması, daha sık ekim yapabilme fırsatı tanımaktadır. Aynı zamanda daha dar alanlar üstünde de, mükemmele yakın bir sonuç alınmasını sağlamaktadır.

Sapphire “Safir” FUE Saç Ekim Yaptıranlar

Safir saç ekimi yönteminde, ekim yaptıracak insanların kendilerine özgü bir ayrım bulunmamaktadır. Saç ekimine uygun olması, bir kişinin bu yöntemi kullanmasında yeterli olmaktadır. Safir Fue Saç ekim yöntemi, kimlere yapılabileceği noktasında bazı sınırlandırmalar barındırmaktadır. Bu yöntem, on sekiz yaşından büyük ve seksen yaşından küçük olan kişilere uygulanabilen bir tedavi yöntemidir.

Saç ekim tedavisine uygun olmanın bir diğer şartı da, ekim yapılacak hastanın genel sağlık durumudur. Sağlık durumu iyi olan insanlara uygulanabilmektedir. Mesela, saça uygulanması işlemi yaptıracak kişide, ya şeker hastalığı ya da tansiyon gibi hastalıkları bulunan insanların tedavisinin gerçekleştirilebilmesi için öncelikle sağlığının kontrol altında bulunması şartı aranmaktadır.

Sapphire “Safir” FUE Saç Ekim Avantajları

Bu saç ekim yönteminin avantajları arasında, Safir uç kullanılması yer almaktadır. Son senelerde çıkan bu yöntemin kullanımının bir diğer nedeni de, tedavisinde vibrasyonu azaltmasındandır. Vibrasyonu azaltması sayesinde de, dokuların hasar görme riskini en alt düzeye indirmektedir. Safir Fue Saç ekim yönteminin insanlara sağladığı bir diğer avantaj ise, ekim alanında oldukça sık bir şekilde ekim yapabilme olanağı tanımasıdır.

Bu saç ekim tekniği sayesinde hem doğal bir görünüm elde edilebilmekte hem de olan kelleşme sorunu ortadan kaldırılmaktadır. Diğer teknik yöntemlerde sıklıkla görülebilen şişkinlik gibi bazı olağan yan etkiler, bu tekniğin yönteminde daha seyrek görülmektedir. Oluşan bu olumlu seyir de, insanların konforlu bir şekilde iyileşme sürecine tabi olmalarına yardım etmektedir. Bu tekniğin mikro kanallar açmasını sağlayan safir uç kullanımı, iyileşme süresini de ayrıca kısaltmaktadır.

Sapphire “Safir” FUE Saç Ekim Yönteminde Dikkate Değer Yönler

Bu saç ekim yöntemi öncesinde dikkat edilmesi gereken bazı yönler bulunmaktadır. İşlem öncesi yapılacak ayrıntılı plan, operasyon esnasında oluşabilecek yan etki risklerini de en aza indirmek için önem arz etmektedir. Saç ekim sürecine girildiğinde, hem sigara hem de alkol kullanımını bırakmak gerekmektedir. Zira bunlar, hem iyileşme süresini uzatmakta hem de greftlere zarar vermektedir.

Ayrıca kanama riskini arttıracak, kan sulandırıcı gibi ilaçların kullanılması da bırakılmalıdır. Kan sulandırma özelliğine sahip yeşil çay gibi bitkisel ürünlerin de, tüketilmesinden kaçınılmalıdır. Ekimin gerçekleştirileceği gün de, saçın temiz olmasına dikkat edilmelidir. Ayrıca herhangi bir kozmetik ürünün sürülmesi ve kullanılmasından da kaçınılmalıdır. Saç ekim süresi ise ekilen greft miktarına göre değişkenlik gösterebilmektedir.

istanbul saç ekimi
16Haz

Saç dökülmesi, günümüzde sıklıkla karşılaşan kozmetik sorunlardan biridir. Genel olarak insanlar bunun erkeklere özgü olduğunu düşünmektedirler. Ancak kadınların da, zaman zaman karşılaştığı bir sorundur. İnsanlar için günde elli ila yüz saç telinin dökülmesi normal olarak karşılanmaktadır. Bu rakamın üstünde görülen her dökülme oranı, uzmana danışılması gereken bir sorun oluşturmaktadır.

İnsanlarda yaşanan saç dökülmesi, ya saç lazeri ya da PRP gibi türlü saç tedavi yöntemleriyle azaltılabilmektedir. Her ne kadar bu yöntemlerle dökülmede azaltılma yaşansa da, yoğun dökülme yaşayan insanlar için kesinlikle kalıcı sözüm olamamaktadır. Kalıcı çözüm, saç ekim yöntemleriyle gerçekleştirilen operasyonlardır.

Saçın dökülmesi neticesinde ortaya çıkan hem seyrelme hem de kellik gibi sorunlarda kullanılan saç ekim yöntemleri, bir yanda doğal öte yanda kalıcı çözümleri sunan işlemlerdir. Saç ekim yöntemleri ile kişinin ense bölgesinde bulunan ve genetik olarak dökülmeye dayanıklı saç kökleri toplanmaktadır. Sonra, ya kellik yahut ta seyrelmenin oluştuğu baştaki kısımlara kanallar açılmasıyla toplanan bu saç kökleri ekilmektedir.

Saç ekim yöntemleri lokal anestezi altında yapılmaktadır. Aynı zamanda bu operasyonlar, mikro cerrahinin bir ameliyat çeşididir. Bu sebepten ötürü de, hastane ortamında ve de anestezi hekiminin kontrolünde yapılmalıdır.

Saç Ekimde Temel Aşamalar

Saç ekim işlemi üç ana aşamada gerçekleştirilmektedir. Saç köklerin toplanması, saç ekimi aşamalarının ilkidir. Saç köklerinin toplanacağı bölge toplama işlemi için hazırlandıktan sonra saç kökleri FUE motoru ile teker teker toplanmaktadır. Köklerin toplanması esnasında dikkat edilmesi gereken husus, köklerin zarar görmemesi konusudur. Bu oldukça büyük öneme sahiptir. Greft adı verilen toplanan bu köklerin her biri ortalama iki ya da üç kıl içermektedir.

istanbul saç ekimi

Saç ekim operasyonunun ikinci temel aşaması, kanalların açılmasıdır. Kanalların açılması konusunda da, dikkat edilecek hususlar vardır. Kanallar, açılması gereken bölgede en doğru büyüklükte açılmalıdır. Aynı zamanda en doğru derinlikte açılması gerekmektedir. Çünkü bu durum, nakledilen saçların çıkma oranını etkilemektedir. Saç ekim yönteminde saç kökünün hem büyüklüğüne hem de uzunluğuna uygun kanalın açılmasına özen gösterilmek zorundadır. Saç ekim yönteminde, kanalın açısı da çok büyük önem arz etmektedir. En doğal görünümün elde edilebilmesi buna bağladır.

Saç ekim işleminin aşamalarından üçüncüsü, toplanan köklerin açılan kanallara ekilmesidir. Bu son aşamadır. Bu aşamada daha önce toplanan kökler, açılan kanallara kırk ya da kırk beş derecelik açılar ile tek tek yerleştirilmektedir. Bu son aşamayla birlikte saç ekim operasyonu tamamlanmaktadır.

Güncel Saç Ekim Tekniği Olan FUE Metodu

Saç ekim işlemlerinde en güncel teknolojiyi, saç köklerinin mikro motor vasıtasıyla toplanması oluşturmaktadır. Fue tekniği, lokal anestezi altında yapılan mikro cerrahi işlemidir. Bu yöntem, saç ekim tekniklerinin hepsinin temelini oluşturmaktadır. Hemen hemen bütün saç ekim yöntemlerinin temel aşamaları, birbirinin aynısıdır. Bütün yöntemlerde, önce kökler alınmakta sonra kanal açılmakta ve en sonunda da alınan bu kökler kanallara ekilmektedir.

Saç ekim işlemlerinde kullanılan yöntemleri birbirinden ayıran farklılıklar, köklerin alınma şekline göre ve köklerin ekimi sırasında kullanılan medikal aletlerden dolayı meydana gelmektedir. Tüm oluşan bu farklılıklar, saç ekim tekniklerinin farklı isimlerle anılmasına yol açmaktadır. Örneğin; Sapphire FUE saç ekimi yöntemi ismini, saç ekim kanalları açılırken kullanılan özel kalem şeklindeki aletten dolay almaktadır. Medicana Health Point, İstanbul saç ekimi konusunda uzman, işinin ehli ve profesyonel kadrosu ile her tür saç ekim işlemlerinde sizlerin hizmetindedir.

Karaciğer Nakli
7Haz

Bu yazımızda karaciğer nakli, Karaciğer Yetmezliği Hastalıkları, Karaciğer Nakli İçin Kimler Verici Olabilir?, Karaciğer Nakli Sonrası Yaşam konularını ele alacağız.

Karaciğer Nakli

Vücudun en büyük organı olan karaciğer, önemli sorumlulukları olan bir organdır. Önemli sorumluluklarından ilki, vücuda alınan hem besin maddelerini hem ilaçları hem de hormonları gerekli şekilde işlemektir. Ayrıca safrayı üretmekte, karaciğerin görevleri arasındadır. Safra ise yağda çözünen vitaminlerin yanı sıra kolesterol ile yağların emilmesine yardımcı olmaktadır. Karaciğerin en önemli vazifelerinden biri de, kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan proteinleri oluşturmaktır. Ayrıca kandaki bakterileri ve toksinleri uzaklaştırır, enfeksiyonu engeller ve bağışıklık tepkilerini de kontrol eder.

Karaciğer Yetmezliği Hastalıkları

Hızla gelişebilen ve de uzun bir süreci kapsayan karaciğer yetmezliği, birkaç hafta içerisinde de birdenbire kendini gösterebilen bir rahatsızlık türüdür. Akut karaciğer yetmezliği olarak ta adlandırılmaktadır. Akut karaciğer yetmezliği, ekseriyetle birtakım ilaçların yanlı etkileri sonucu ortaya çıkan ve nadir görülen bir hastalık türüdür. Akut karaciğer yetmezliği için çözüm olarak, karaciğer nakli gösterilmektedir. Hal böyle iken karaciğer nakli, kronik karaciğer yetmezliği tedavisi için başvurulan bir uygulamadır.

Akut karaciğer yetmezliğinin aksine kronik karaciğer yetmezliği, aylar yahut ta yıllar içinde ve yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır. Kronik karaciğer yetmezliği nedenleri, çok çeşitli koşullara bağlanmaktadır. En önde gelen ve sıklıkla görülen koşulu, siroz yani skarlaşmadır. Siroz oluşmaya başladığı zaman skar dokusu, sağlıklı karaciğer dokusunun yerini almaktadır. Bu yeni durumun ise karaciğerin düzgün çalışma işlevini bozmaktadır.

Karaciğer yetmezliğine yol açan ve dolayısıyla da karaciğer naklini gerektiren sirozun, yaygın olarak bilinen sebepleri bulunmaktadır. Sirozu oluşturan ilk madde, hepatit B yahut ta hepatit C hastalığıdır. Kişinin aşırı derecede alkol tüketmesi sebebiyle karaciğerinde oluşan hasar, karaciğer hastalığına neden olmaktadır.

Karaciğerde biriken yağlar hem iltihaplanmaya hem de karaciğer hücresinde hasara neden olan bozukluklara yol açmaktadır. Wilson hastalığı ile Hemokromatoz Gibi rahatsızlıkları, siroz rahatsızlığını ortaya çıkarmaktadır. Safra kanalları üstünde seyir eden hastalıklar da sirozu tetiklemektedir. Mesela biliyer atrezi, özellikle ve genellikle çocuklarda karaciğer nakline sebep olan ve en bilinen nedenler arasındadır.

Karaciğer Nakli İçin Kimler Verici Olabilir?

Karaciğer vericisi olmak için bazı şartlar bulunmaktadır. Bundan dolayı herkes verici olamamaktadır. Öncelikle karaciğer vericisi, organ bağışını kendi hür iradesi ile yapmak zorundadır. Ayrıca, on sekiz ve üzerinde bir yaşa sahip olmalıdır. Verici için aranan bir diğer şart da dördüncü dereceye kadar hasta ile akraba olmak zorundadır.

Ayrıca, hem vericinin hem de alıcının kan grupları eşleşmelidir. Karaciğeri verecek olan donör, gerek karaciğer yapısı itibarıyla gerekse de vücut fonksiyonu ile ve tüm diğer sistemleriyle normal olması aranmaktadır. Ayrıca vericinin karaciğerinin anatomisi ile alıcının ki ile uygun olması aranan şartlar arasındadır.

Karaciğer Nakli Sonrası Yaşam

Karaciğer nakli olan alıcı bir süre yoğun bakımda takip edilmektedir. Sonrasında on gün tedavisi sürecek servise alınmaktadır. Tedavi sonrası yaşamında dikkat etmesi gereken konular, özellikle bilgilendirilmektedir. Diğer tüm organ nakillerin de yaşandığı gibi karaciğer organ nakli sonrasında da, alıcı için organ reddi riski bulunmaktadır.

Organ reddinin önlenebilmesi amacıyla hasta, ömrü boyunca bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanmak zorundadır. Kullanılan ilaçlara rağmen organ reddi bulguları dahi zaman zaman gözlenebilmektedir. Ayrıca organ nakli gerçekleştirilir iken alıcı hastada büyük yapıdaki damarlar kesilerek dikilmektedir. Bundan dolayı nakil hastalarında ciddi kanamaların görülme olasılığı yüksektir.

Karaciğer organ nakli olan hastalar için enfeksiyon riski, tehlikeli boyutlarda seyredebilmektedir. Bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar nedeniyle de enfeksiyon tedavisi ideal boyutlara ulaşamamaktadır. Nakil sonrası yaşam kalitesi ve yaşam süresi, naklin doğru zamanda gerçekleştirilmesi ve başarısıyla doğru orantılıdır. Nakil sonrası hekimin önerileri doğrultusunda hareket etmek, alıcı açısından son derece önem arz etmektedir.

Göz Çizdirme “lazer ile göz ameliyatı” Nedir? Eye Scratching
12May

Gözlük kullanmak zorunda kalan insanların pek çoğu, bir müddet sonra bu durumdan sıkılmaktadır. Bazıları da, gözlük kullanmanın konforlarını olumsuz etkilediklerini düşünmektedir. Yaşamın aktifliğinde ya gözlük ya da kontak lens kullanma ile uğraşmakta istememektedirler. Bu durumda çözüm olarak insanların önüne, halk arasında göz çizdirme denilen yani Reaktif Cerrahi gündeme gelmektedir.

Gözlük ya da lens kullanan kişilerde, seneler içinde hem fiziksel hem de duygusal nedenlerle bıkma hissi oluşmaktadır. Bu nedenlerden ötürü yapılan ya lazer yahut ta farklı bir cerrahi müdahale ile kişiyi özgür hale gelebilmektedir. Halk dilinde göz çizdirme denilen Reaktif Cerrahi, gözlük olmadan göz organında hem uzağı hem de yakını görme hissi uyandırmaktadır. Aslında, lazer ile göz çizdirme diye bir yöntem bulunmamaktadır. Gözlük yahut ta lensten kurtulmak adına uygulanan tüm yöntem ve işlemler, reaktif cerrahi sınıfına dahildir.

Bu işlemlerin ve yöntemlerin hiçbiri gözük çizerek tedavi etmemektedir. Genel manada lazer göz operasyonu, ya orta derecede kırma kusuru bulunan veyahut ta olağan dışı görme problemleri olmayan insanlar için gayet uygun bir yöntemdir. Düşük yahut ta orta derecede ya miyop ya astigmat ya da hipermetrop olan insanlarda bu tür operasyonlar uygulanabilmektedir.

Lazer İle Göz Ameliyatı Uygulaması

Teknolojinin nimetleri sayesinde ve çok farklı yöntemlerle artık her insan gözlükten kurtulma işlemini yaptırabilecektir. Ancak bu işlemler esnasında hasta seçimi de oldukça önem arz etmektedir. Bu işlemden zarar görme olasılığı oldukça düşük olan veyahut ta hiç zarar görmeyecek kişilerin tedavilerini yapmak ve önermek önemlidir. Memnun olacak hastaların iyi değerlendirilmesi ve yaşamlarını kısıtlayacak lens ile gözlük gibi aparatlardan kurtulmalarını sağlamak gerekmektedir.

Lazer, içerik anlamı itibariyle son derece güçlü bir ışık çeşididir. Günlük yaşamın da birçok alanında kullanılmaktadır. Yaşamda, bazen yakma bazen kesme bazen de buharlaştırma gibi farklı maksatlarda kullanılmaktadır. Operasyon anlamında kullanılan bir ışık ile genel manada bir kesme ya da bölme durumu mevzubahis olmamaktadır.

Lazer ile göz ameliyatı uygulanması işlemi esnasında, kişinin belli bir noktaya, hem de sabit bir şekilde bakması istenmektedir. İşlemi yapılacak kişinin korneasının dış yüzeyindeki belli bir bölge üstünde ve de noktasal özellikteki işlem ile lazer ışını gönderilmek suretiyle göz çizme yani Lazer ile göz ameliyatı uygulanmaktadır.

Bu uygulama temel anlamda, lazer ışınının aracılığı ile ışığa süzme işlemi uygulayan saydam tabaka demek olan korneanın yeniden şekillendirilmesi işlemidir. Aynı zamanda gözde beklenen belli koşulları taşıyan, ya miyop ya astigmat ya da hipermetrop problemlerinin giderilmesidir. Görme sorunları yaşayan kişi bu işlemin uygulanması sayesinde hem net bir görünüş hem de doğru odaklanma kazanmaktadır.

Lazer İle Göz Ameliyatı Adaylarında Kriter

Lazer ile göz ameliyatı, on sekiz yaşını dolduranlara yapılabilmektedir. Bunun nedeni, bu yaşa değin gelişimini henüz tamamlanmamış olmasıdır. Bundan dolayı da gözlerinin derecelerinin büyüme ihtimali mevzu bahis olmaktadır. Bu yaşın altındaki insanlara bu operasyonu yapmak kesinlikle uygun görülmemektedir.

Göz organında bulunan kornea tabakasının kalınlığı uygun olan insanlara uygulanabilmektedir. Ancak bazı lazer uygulamalarında farklı olarak kornea yapısı ince insanlara da bu işlem yapılabilmektedir. Bazı insanların katarakt ameliyatı olmaları veyahut da retinasında yırtık bulunmaları, bu kişilere bu uygulamanın yapılmayacağı anlamına gelmemektedir. Bu insanlara uygun önkoşulların temin edilmesinden sonra ameliyat işlemine geçilebilmektedir.

Şaşılık “Strabismus” Tedavisi
9May

Sağlıklı bir yaşam sürecindeki insanlarda her iki göz de birbirleri ile hem paralel hem de uyumlu olarak çalışmaktadır. Bir takım iç ve dış nedenlere bağlı olarak gözler üzerindeki bu paralelliğin bozulması, şaşılık olarak isimlendirilir. Şaşı olarak adlandırılan bir insanın gözlerden bir tanesi düz bir şekilde bakarken, diğer göz ya yukarıya ya aşağıya ya içe ya da dışa kaymaktadır.

Şaşılık Nasıl Tedavi Edilir?

Tedavinin öncelikli amacı görme duyusunun korunmasıdır. Aynı zamanda gözlerim tekrar paralel konuma getirilmesi yani şaşılığın giderilmesidir. Bu tedaviye binoküler görmenin sağlanması denmektedir. Tedavide bazı şeyler önemlidir. Mesela, kaymanın başladığı yaş ile her iki gözde mi yoksa tek gözde mi olduğu gibi. Tüm bu tespitlerle beraber, tanıda bulunan kırma kusurları, tedavinin şeklini belirlemede oldukça büyük bir öneme haizdir.

Şaşılığın tedavisi için kullanılan araçlar;

  1. Gözlük,
  2. Göz egzersizleri,
  3. Prizmatik camlar,
  4. Göz dışı kaslara botoks enjeksiyonu yapılması,
  5. Şaşılık ameliyatı gibi sıralana bilmektedir.

Gözünde kayma ve de göz bozuğu görünen küçük yaşlardaki bir insan, öncelikle gözlük tedavisi uygulanarak, kırma kusurunun düzeltilmesine yönelik çalışma yapılmaktadır. Zira gözde görülen birçok kayma, gözlük ile düzeltilebilecek seviyedeki akomodafik olarak adlandırılan şaşılık grubuna girmektedir. Bu tip bir göz kaymasında, gözlüğün kullanılması ile kayma ortadan kalkmaktadır.

Gözlük kullanan hastanın gözlerinin ortaya ve paralel bir şekle geldiği gözlemlenmektedir. Ancak bazı durumlarda gözlük çıkarıldığında göz tekrar kaymaktadır. Cerrahi müdahalenin bu grup hastalarda yapılmadığı, bu tip şaşılık rahatsızlığı tedavisinde gözlük kullanıldığı bilinmektedir.

Ortoptik tedavi de, şaşılık tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Bu tedavi yönteminde amaç göz kaslarının fizik tedavisidir. Tedavi, bazı kasları üzerinde gerçekleştirilir. Amaç, her iki gözde görme yeteneğini kuvvetlendirmektir. Bu tedavi ile her iki gözde görme yeteneği kuvvetlendirilir ve derinlik hissi sabitlenir ve kazandırılır. Yapılan bu tedavi yönteminin hem gözlerin paralel bir şekilde durmasını sağladığı gibi hem de günlük yaşamda oldukça önem arz etmektedir.

Şaşılıkta Cerrahi Tedavi Nasıl Uygulanır?

Gözlük kullanılarak tedavi edilemeyen kaymalar, genel olarak cerrahi müdahaleye gerek olan kaymalardır. Gözde yaşanan bu kaymalar, genel olarak 2 ya da 3 yaş civarında ortaya çıkmaktadır. Bu ameliyat, genel anestezi kullanılarak yapılan bir ameliyattır. Enfeksiyon ya da kanama gibi komplikasyonları da ortaya çıkabilmektedir.

Şaşılık Tipleri Nelerdir?

Şaşılık, paralitik olan yani kayma açısının her yönde farklı olması durumu ile paralitik olmayan yani kayma açısısının her yönde aynı olması gibi tiplere ayrılmaktadır.

Şaşılık tipi, gözlerin fiksasyon durumuna göre tek gözde yani sadece bir gözü kullanılmak sureti ile ya da alternan denilen her iki gözde de değişimli olarak kullanabilen çeşitliliğe de sahiptir.

Ayrıca gözlükle ya da ameliyat ile tedavi olmasına göre de tiplere ayrılabilmektedir.

Şaşılık Tanısı Nasıl Konulur?

Şaşılık tanısı, bazı testler yapılarak konulur. Enspeksiyon yöntemi ile de tanı konulabilir. Bu yöntemde hasta düz bir şekilde bakarken, her iki gözün birbirleriyle olan ilişkisi gözlemlenir. Hastaya ayrıca, yukarı aşağı sağa sola baktırılarak, göz hareketlerinin uygun ve uyumlu olup olmadığı da incelenmektedir. Ayrıca tanının konulabilmesi amacı ile hastaya ya ışık testi ya da kapama testi duruma göre uygulanmaktadır.

Şaşılık hangi hastalarda uygulanabilir?

Ameliyat gereken şaşılık gurubunda ise göz bozukluğu sebebi ile gözlüğün kullanılması, şaşılığın açısında herhangi bir etkiye neden olmamaktadır. Açısını değiştirmemektedir. Bu tip şaşılığın tedavisinde mutlak surette cerrahi müdahale şarttır. Bu tip şaşılığın tedavi yöntemi olarak cerrahi müdahale yapılacak kişiyi şayet müdahaleden önce gözlük takılıyorsa, müdahaleden sonra da takması gerektiğini bilinmesi gerekir.

Bu ameliyat genel anestezi kullanılarak yapılan bir ameliyattır. Enfeksiyon ya da kanama gibi komplikasyonları da ortaya çıkabilmektedir. Hem güvenilir hem de kabul edilmiş bir yöntem olan şaşılık ameliyatı yüz yılı aşkın bir süredir tıpta kullanmaktadır.

strabismus şaşılık
29Nis

Gözler, görme işlevini yerine getirmesinden dolayı insan bedeninin en önemli organlarından biri olarak görülmektedir. Hassas yapısı nedeniyle ve çeşitli iç ve dış nedenlerden dolayı fonksiyonlarında bozukluklar meydana gelebilmektedir. Bu da insanlar için yaşam kalitesinin büyük ölçüde düşmesine neden olmaktadır. Gözde meydana gelen rahatsızlıklardan bazıları çıplak gözle görülmezken bazıları da dışardan gözlenmektedir. Dış gözlem de insanları daha da rahatsız etmektedir.

Şaşılık (Strabismus) Nedir?

Yaygın olarak görünen rahatsızlıklardan bir tanesi de yani şaşılık olarak adlandırılan göz kaymasıdır. Şaşılık iki gözün arasındaki gelişen açısal uyumsuzluk ya da uyum bozukluğuna verilen addır. Şaşılık rahatsızlığı, insanlarda dış görünümü olumsuz etkilemesinin yanında görme ve görüş kalitesinde de büyük oranda düşüşe neden olmaktadır.

Şaşılık, neden olduğu sebeplerin ortadan kaldırılması amacıyla da tedavisinin elzem olduğu bir hastalık türüdür. Şaşılık rahatsızlığı daha ağır seyreden durumlarda ise gözlerden her ikisinde de kayma görülebilmektedir. Şaşılığın bağlı olduğu nedenlere göre de değişmekte olmakla birlikte gözler üstünde görülen bu kaymalar, ya geçici ya da sürekli bir hal alabilmektedir.

Şaşılık (Strabismus) Kimlerde Görülür?

Şaşılık rahatsızlığı, öncelikle ve genellikle çocuklarda görülmektedir. Genellikle çocuk yaşlarda görünse de ileri yaşlarda da ortaya çıkabilmektedir. Bütün çocukların yüzde beşinde şaşılık rahatsızlığı gözlemlenirken, erişkin yaşlarda ise bu oran yüzde birdir. Ayrıca cinse bağlı değildir. Her iki cinste de eşit sıklıkta ve aralıkta görülmektedir. Bazı nadir görülen tipleri haricinde genel manada genetik olarak bir geçiş göstermemektedir.

İki Gözümüz Birlikte Çalışır mı?

Görme eylemi beyin tarafından gerçekleştirilen bir olaydır. Duygusal bir algı organı olarak bilinen göz, görme işlemini, retinanın aldığı uyarılar neticesinde oluşan görüntü, hem optik sinir hem de görme yolları aracılığı ile beyindeki görme korteksine iletilmektedir. Bu duygusal sistem dışında her iki gözün birden ilgili gördüğü nesneye çevrilmesi ve her iki retina tabakada da aynı görüntünün oluşması adına kullanılmakta olan bir motor sistem vardır. Bu motor sisteme aynı zamanda göz dışı kaslar da denilmektedir.

strabismus şaşılık

Normal şartlarda gözler aynı noktaya bakmaktadırlar. Her iki göz tarafından beyne iletilen iki görüntü de, beyin tarafından birleştirilmektedir. Buna füzyon denir. Bu birleştirme sayesinde üç boyutlu görme sağlanmaktadır. Görme eylemi, gözler ve beyin üzerindeki hareket merkezleriyle ve göz dışında yer alan altı tane kas sayesinde sağlanmaktadır. Farklı yöne bakan iki göz tarafından beyine aktarılan görüntü ya beyin tarafından yok sayılacak ya da baskılanacaktır.

Şaşılığın (Strabismus) Nedenleri Nedir?

Şaşılığın nedeni tam olarak bilinememektedir. Bazı ailelerde genetik geçiş görülebilmektedir. Bazen de, gözlük kullanımından dolayı bozukluğa bağlı olarak oluşabilmektedir. Diğer sebepler arasında ya doğumsal temel tabanlı beyinde oluşan hasarlar ya mongolizm ya beyin tümörleri ya görmeyi azaltan katarakt ya göz yaralanmaları ya da oluşan tümörler şaşılığa neden olabilmektedir.

Şaşılığın Belirtileri Nelerdir?

Şaşılığın belirtileri arasında gözlerin aynı yöne bakması ilk sıradadır. Üç boyutlu görüntünün kaybolması ile bulanık görme de belirtilendendir. Hem baş hem de yüzün bir yana dönük olması ile gözlerin sulanması, ağrı ile baş ağrısı ve çift görme de belirtilerdedir. Ayrıca güneşli havalarda gözlerden ya birini ya da ikisini birlikte kullanmak için başı yana eğerek bakılması, yüzün bir yana çevrilerek bakılmaya çalışılması gibi belirtiler de görülebilmektedir.

up-arrow-1