Kategori: Genel Cerrahi

Bu yazımızda karaciğer nakli, Karaciğer Yetmezliği Hastalıkları, Karaciğer Nakli İçin Kimler Verici Olabilir?, Karaciğer Nakli Sonrası Yaşam konularını ele alacağız.

Karaciğer Nakli

Vücudun en büyük organı olan karaciğer, önemli sorumlulukları olan bir organdır. Önemli sorumluluklarından ilki, vücuda alınan hem besin maddelerini hem ilaçları hem de hormonları gerekli şekilde işlemektir. Ayrıca safrayı üretmekte, karaciğerin görevleri arasındadır. Safra ise yağda çözünen vitaminlerin yanı sıra kolesterol ile yağların emilmesine yardımcı olmaktadır. Karaciğerin en önemli vazifelerinden biri de, kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan proteinleri oluşturmaktır. Ayrıca kandaki bakterileri ve toksinleri uzaklaştırır, enfeksiyonu engeller ve bağışıklık tepkilerini de kontrol eder.

Karaciğer Yetmezliği Hastalıkları

Hızla gelişebilen ve de uzun bir süreci kapsayan karaciğer yetmezliği, birkaç hafta içerisinde de birdenbire kendini gösterebilen bir rahatsızlık türüdür. Akut karaciğer yetmezliği olarak ta adlandırılmaktadır. Akut karaciğer yetmezliği, ekseriyetle birtakım ilaçların yanlı etkileri sonucu ortaya çıkan ve nadir görülen bir hastalık türüdür. Akut karaciğer yetmezliği için çözüm olarak, karaciğer nakli gösterilmektedir. Hal böyle iken karaciğer nakli, kronik karaciğer yetmezliği tedavisi için başvurulan bir uygulamadır.

Akut karaciğer yetmezliğinin aksine kronik karaciğer yetmezliği, aylar yahut ta yıllar içinde ve yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır. Kronik karaciğer yetmezliği nedenleri, çok çeşitli koşullara bağlanmaktadır. En önde gelen ve sıklıkla görülen koşulu, siroz yani skarlaşmadır. Siroz oluşmaya başladığı zaman skar dokusu, sağlıklı karaciğer dokusunun yerini almaktadır. Bu yeni durumun ise karaciğerin düzgün çalışma işlevini bozmaktadır.

Karaciğer yetmezliğine yol açan ve dolayısıyla da karaciğer naklini gerektiren sirozun, yaygın olarak bilinen sebepleri bulunmaktadır. Sirozu oluşturan ilk madde, hepatit B yahut ta hepatit C hastalığıdır. Kişinin aşırı derecede alkol tüketmesi sebebiyle karaciğerinde oluşan hasar, karaciğer hastalığına neden olmaktadır.

Karaciğerde biriken yağlar hem iltihaplanmaya hem de karaciğer hücresinde hasara neden olan bozukluklara yol açmaktadır. Wilson hastalığı ile Hemokromatoz Gibi rahatsızlıkları, siroz rahatsızlığını ortaya çıkarmaktadır. Safra kanalları üstünde seyir eden hastalıklar da sirozu tetiklemektedir. Mesela biliyer atrezi, özellikle ve genellikle çocuklarda karaciğer nakline sebep olan ve en bilinen nedenler arasındadır.

Karaciğer Nakli İçin Kimler Verici Olabilir?

Karaciğer vericisi olmak için bazı şartlar bulunmaktadır. Bundan dolayı herkes verici olamamaktadır. Öncelikle karaciğer vericisi, organ bağışını kendi hür iradesi ile yapmak zorundadır. Ayrıca, on sekiz ve üzerinde bir yaşa sahip olmalıdır. Verici için aranan bir diğer şart da dördüncü dereceye kadar hasta ile akraba olmak zorundadır.

Ayrıca, hem vericinin hem de alıcının kan grupları eşleşmelidir. Karaciğeri verecek olan donör, gerek karaciğer yapısı itibarıyla gerekse de vücut fonksiyonu ile ve tüm diğer sistemleriyle normal olması aranmaktadır. Ayrıca vericinin karaciğerinin anatomisi ile alıcının ki ile uygun olması aranan şartlar arasındadır.

Karaciğer Nakli Sonrası Yaşam

Karaciğer nakli olan alıcı bir süre yoğun bakımda takip edilmektedir. Sonrasında on gün tedavisi sürecek servise alınmaktadır. Tedavi sonrası yaşamında dikkat etmesi gereken konular, özellikle bilgilendirilmektedir. Diğer tüm organ nakillerin de yaşandığı gibi karaciğer organ nakli sonrasında da, alıcı için organ reddi riski bulunmaktadır.

Organ reddinin önlenebilmesi amacıyla hasta, ömrü boyunca bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanmak zorundadır. Kullanılan ilaçlara rağmen organ reddi bulguları dahi zaman zaman gözlenebilmektedir. Ayrıca organ nakli gerçekleştirilir iken alıcı hastada büyük yapıdaki damarlar kesilerek dikilmektedir. Bundan dolayı nakil hastalarında ciddi kanamaların görülme olasılığı yüksektir.

Karaciğer organ nakli olan hastalar için enfeksiyon riski, tehlikeli boyutlarda seyredebilmektedir. Bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar nedeniyle de enfeksiyon tedavisi ideal boyutlara ulaşamamaktadır. Nakil sonrası yaşam kalitesi ve yaşam süresi, naklin doğru zamanda gerçekleştirilmesi ve başarısıyla doğru orantılıdır. Nakil sonrası hekimin önerileri doğrultusunda hareket etmek, alıcı açısından son derece önem arz etmektedir.

Kilo verilmesini daha kolay hale getiren ameliyat çeşitleri arasında Obezite Cerrahi yöntemleri yer almaktadır. Öncelikle diyet programı uygulayacak olan uzmanınız, çeşitli egzersizler ve ilaç tedavileri ile takipleri gerçekleştirecektir. Ancak bu yöntemlerden başarılı sonuçlara varılmadığı durumlarda ise Obezite Ameliyat çeşitlerine başvurulacaktır. Vücudun sağlığı tehdit edecek biçimde yağ biriktirmesi halinde bu yöntemler uygulanmaktadır. İnsanların hormal bozuklukları, hareketsiz bir yaşam biçimine sahip olmaları, genetik faktörlerden etkilenmeleri ve yanlış beslenmeleri neticesinde obezite meydana gelmektedir. Tedavi edilmediği taktirde şeker, kanser, eklem hastalıkları ve kalp hastalıkları gibi çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilen obezite için vücut kitle indeksine bakılmaktadır.

Obezite Cerrahisi Kimlere Uygulanır?

Vücut kitle indeksinin 40’ın üzerinde olduğu durumlarda morbid obez olarak nitelendirilmekte olup bu yönteme başvurulmaktadır. Yine VKİ 55 üzerinde gelen kişilerin de beslenme, egzersiz ve medikal tedavilere yanıt vermediği durumlarda bu yönteme başvurulur. 30-35 arasında ise medikal tedavilerin sonuç vermediği durumlarda Tip2 Diyabet hastalarına yönelik bir obezite cerrahi tedavisine başvurulmaktadır. Bu konuda bilgi alabileceğiniz uzmanlarımız sayesinde tüm ilgili birimlerle görüşebilirsiniz. Tedavilerin uygulanmasına rağmen istediğiniz sonuçlara ulaşamadığınız durumlarda hangi tekniklerle ameliyatların yapılabileceğini aktarmaktayız. Uzman doktorlarımız sayesinde Obezite Cerrahisi için uygun olup olmadığınızın yanıtını alabilirsiniz.

Obezite Tedavisi ve Ameliyat Çeşitleri Nelerdir?

Son teknolojiye sahip cihazlarla ve yöntemlerle tanışmanızı sağlayan ekiplerimiz Obezite Tedavisi ve ameliyat çeşitleri hakkında bilgilendirmeleri yapacaktır.

Mide Balonu Ameliyatı

Yaklaşık 15-20 dakikalık bir sürede uygulanmakta olan bu yöntem sayesinde endoskoptan faydalanılır ve mide içerisine sıvı veya hava doldurulmuş olan balonun yerleştirilmesine olanak verilir. Anestezi altında yapılacak olan bu yöntem ile kişilerin 1-2 aylık süreçte verecekleri kilo değeri 7-8 civarında olacaktır. Yaklaşık olarak 6 aylık süreçte veya 12 aylık dönemde kalabilen balonların dakikalar içerisinde çıkarılmasına olanak verilmektedir. Bu nedenle de yeniden kilo alması kaçınılmaz olacak kişilerin diyetine devam etmeleri önerilmektedir.

Tüp Mide Ameliyatı

Dünya üzerinde en çok uygulanan obezite cerrahi yöntemleri arasında tüp mide ameliyatı yer almaktadır. Böylelikle midenin büyük bir kısmı çıkarılarak kalan kısmı ise tüp haline getirilmektedir. Yaklaşık 1-2 saat süreyle devam edecek olan operasyonun ardından sıvı tüketilmesine gayret gösterilmelidir. 2 haftalık sürecin ardından yumuşak gıdalara geçiş yapacak olan kişilerin normal gıdaya ne zaman geçebilecekleri ise uzman doktorlar tarafından planlanmaktadır.

Gastrik By-Pass Yöntemi

Midenin iki parçaya ayrılmasını sağlayan yöntemdir. Buna göre daha küçük olan parça ince bağırsağın başladığı noktadan itibaren yeniden birleştirilmektedir. Böylece besinlerin emilimi konusunda önemli bir başarı elde edilmektedir. Ameliyat sonrasında hastanın durumu 1,5 yıl takip edilmektedir.

Duodenal Switch

Daha fazla kilo kaybını elde edebileceğiniz bir yöntemdir. VKİ değeri 50’nin üzerinde olan kişiler için ideal bir yöntemdir. Böylece aşırı kilodan kaynaklı olan şeker ve tansiyon gibi hastalıkların tedavisi sağlanmaktadır. Ameliyat sonrasında çok fazla komplikasyon meydana geldiğinden sık uygulanmadığına dikkat çekebiliriz.

Çok çeşitli nedenlerle ortaya çıkarak bireyin hayatı boyunca devam eden hastalıklar kronik hastalık olarak isimlendirilir. Kronik hastalıklar kesin tedavileri olmayan uzun süreli sağlık sorunlarıdır. Kişinin düzenli biçimde tıbbi müdahalede ve kontrolde bulunmasını gerektirir. Bireylerin yaşam kalitesi ve konforlarını düşüren kronik hastalıkların belirtileri ve belirtilerin şiddeti değişkenlik gösterir.

Kronik hastalıkların genel özellikleri şu şekildedir:

• Kronik hastalıklar çoğunlukla orta yaş itibariyle başlamakta ve ömür boyu sürmektedir.
• Kronik hastalıklarda zaman zaman bir iyileşme dönemine girilir. Bazen hastalık semptomları şiddetlenebilir.
• Kronik hastalar düzenli olarak bakım görür.
• Kronik hastalıklara sebep olan ile karşılaşma ile hastalığın ortaya çıkışı arasında uzun bir zaman olabilir.

Kronik Hastalık Çeşitleri

Kronik hastalıklar çeşitli türlere ayrılmaktadır. Kronik hastalık denildiğinde ilk akla gelenler arasında ise kalp ve damar hastalıkları şeker hastalığı gelir.

Kronik hastalık çeşitleri hangileridir?

Kronik solunum yolu hastalıkları arasında KOAH ve astım başta gelir. Astımda kişinin hava yollarının çok çeşitli uyaranlara karşı aşırı yanıt vermesi nedeniyle göğüs sıkışması, öksürük, nefes darlığı şikayetleri yaşanır. Koah bireyin küçük hava yollarının yapısal değişiklikler ya da daralma sonrasında hava akımını sınırlandırarak solunum sıkıntısına yol açtığı bir kronik hastalıktır.

Kalp ve damar hastalıkları kişinin yaşamını tehdit eden ağır kronik hastalıklardandır. Kalp krizi ve inmeye sebebiyet vereceğinden erkenden tanılanması ve kontrol edilmesi önemlidir. Kalp yetmezliği ve kroner damar hastalıkları kişinin hayat konforunu da olumsuz etkileyen rahatsızlıklardır.

Tip 2 şeker hastalığı kronik hastalıklar arasında metabolik bir sağlık problemidir. Bu hastalıkta kişinin bedeninde şeker sürekli yüksek durumdadır. Pankreastan insülin salgısı bozulur veya vücutta insüline karşı direnç oluşur.

Obezite de Dünya sağlık otoriteleri tarafından çağın hastalığı kabul edilen kronik bir hastalıktır. Kişinin vücut kitle indeksi 30′ un üzerinde olması durumunda obezite karşımıza çıkmaktadır. Obezite kalp ve damar hastalıkları başta olmak üzere çok çeşitli sağlık sorunlarına yol açan bir rahatsızlıktır. Bu nedenle diyet programları ve egzersizler yoluyla düzeltilemeyen obezite sorununun cerrahi yöntemlerle düzeltilmesi günümüzde giderek önem kazanmaktadır.

Eklem iltihapları, bireylerdeözellikle yaş arttıkça hareket kısıtlılığı ve şiddetli eklem ağrıları ile kendini gösteren kronik bir hastalıktır. Artritler, olarak da bilinen eklem iltihaplanmalarında eklemlerde şişlik ve hassasiyet meydana gelmektedir. Kireçlenme ve Romatizma eklem iltihapları arasında en yaygın olanlardandır.

Kronik böbrek hastalığı böbreğin fonksiyonlarını bireyin sağlığını tehdit edecek düzeyde kaybetmesi ile karakterize kronik bir hastalıktır.

Kronik hemotolojik hastalıklar ciddi kan hastalıklarıdır. Kronik lösemi bu hastalıkların başında gelir. Günümüzde kronik hematoloji hastalıklarının tedavisinde önemli tıbbi gelişmeler yakalanmış durumdadır.

Kronik psikiyatrik hastalıklar arasında anksiyete, kronik depresyon, psikozlar başta gelmektedir

Nörobilişsel hastalıklar demans ve alzheimer gibi hastalıkları kapsamaktadır.

Kronik sindirim sistemi hastalıkları gastrit, peptik ülser, kronik ishal, siroz, sarılık gibi hastalıklardır.